Üniversite yayıncılığı ve RTÜK
Üniversite yayıncılığı ve RTÜK |
Haluk Geray |
Önceki akşam NTVde Can Dündar`ın konuğu olan RTÜK Başkanı Zahid Akman, yeni yasa tasarısı taslağıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Konunun daha çok içerikle ilgili konularının ele alındığı programda Akman, yeni yasa önerisinin hazırlanmasında görüş alınan kuruluşlar arasında İletişim Fakülteleri Dekanları Platformu`ndan söz etti.
Söz konusu ortak platformun bu dönemdeki başkanlığı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi adına tarafımdan yürütüldüğü için bir açıklama yapma zorunluluğu var diye düşünüyorum. Çünkü programı izleyenler, iletişim fakültelerinin kapsamlı bir inceleme yaptığını ve geniş çaplı katkılarda bulunduğunu düşünebilirler. Sayın Akman öyle anlaşılmasını istemediği halde.Doğrudur, iletişim fakülteleri dekanları adına Yürütme Kurulu üyeleri olarak RTÜK Başkanı Zahid Akman`la geçtiğimiz hafta perşembe günü bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantının konusu yeni yasada üniversite radyo ve televizyonlarının yaptıkları yayınların ortadan kalkması anlamına gelebilecek bir hükümle ilgiliydi. Tasarı taslağının 14. maddesi şöyle: “Radyo-televizyon bölümü bulunan iletişim fakültelerine eğitim ve öğretim amaçlı kapalı devre radyo ve televizyon yayını yapma izni verilebilir.” Yasada kapalı devre şöyle tanımlanmış: “Eğitim, öğretim, güvenlik ve turizm gibi belirli amaçlar için bir bina dâhilinde veya birbiri ile ilişkili binalar grubunda hedef kitleye ulaştırmak için genellikle kablo üzerinden iletim yapılan ortamı.”Yasanın bu hükümleri aynen kabul edilirse pek çok üniversitenin yapmakta olduğu radyo ve televizyon yayınları ortadan kalkmış olacak. Eski yasanın 24. maddesinde “radyo-televizyon bölümleri bulunan iletişim fakültelerine yerel bazda frekanslar ve kanallar ücretsiz olarak tahsis edilir” hükmü yer alıyordu. Anlaşıldığı kadarıyla, kurulan her üniversitenin tanıtım amaçlı olarak radyo/televizyon yayını yapmak için bir de radyo ve televizyon bölümü bulunan iletişim fakültesi oluşturmak istediği, oysa frekans sıkışıklığı nedeniyle bu madde hükmünün uygulanabilir olmadığı düşünülmüş.” ” “İletişim fakültelerine ilişkin radyo ve televizyonlar, öğrencilerin mesleğini uygulamalı olarak öğrenebilmeleri açısından önemlidir. Özellikle Anadolu`da yerel bazda yayın yapan iletişim fakültelerinin radyo ve televizyonları bölge kültürüne önemli katkılarda bulunuyor. Üstelik RTÜK bu yayınların niteliğinden şikâyetçi değil. Tam tersine, üniversite yayınları yöresel düzeyde niteliğin yükselmesini sağlıyor. Bu yayınları yapan fakülteler, yerel düzeyde ticari yayıncılar için gerekli insan kaynaklarını da sunuyor. Bir başka nokta da şu: Yasanın değişmeden kabul edilmesi durumunda, yasalara uyan ve RTÜK tarafından frekans almış olan üniversite radyo ve televizyonlarının kapanması söz konusu olurken, “hülle yoluyla” yayın yapan üniversite yayınları devam edecek. Açıklayalım: RTÜK bir süredir üniversitelere frekans vermediği için Ankara ve İstanbul başta olmak üzere pek çok kentte üniversiteler, başka istasyonları “özelmiş gibi gözüken” şirketler kurarak satın aldı. Yasanın gözden geçirilmemesi durumunda bu üniversite yayınları “ticari yayın” görünümü altında devam edecek. Eski yasaya göre hakkıyla alınmış frekanslarda yayın yapan üniversitelerin kiler kapanacak! ” ” ” Oysa şöyle bir madde konması durumunda hem RTÜK`ün şikâyetçi olduğu konular ortadan kalkar hem de yerel bazda duruma göre karar verme şansı ortaya çıkar: “Radyo-televizyon bölümleri bulunan iletişim fakültelerine eğitim ve öğretim amaçlı yerel bazda frekans ve kanal ücretsiz olarak tahsis edilebilir. Ayrıca radyo-televizyon bölümleri bulunan iletişim fakültelerine aynı amaçla kablo üzerinden yayın yapma izni de verilir.” Bu durumda yasaya bir de geçici madde eklenerek “3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 24. maddesi gereğince kurulan ve kendilerine frekans ve kanal tahsis edilen İletişim Fakültelerine ilişkin radyo ve televizyonlar yayınlarına devam ederler” hükmü de konarak varolan yayınların devamlılığı sağlanabilir. İletişim Fakülteleri Dekanları Ortak Plat-formu`nun yeni yasa tasarı taslağına ilişkin olarak katkısı şimdilik yukarıdaki konuyla sınırlı olmaktadır. Doğaldır ki, yasanın bütününe ilişkin tartışmalar sürecinde daha ayrıntılı görüşler geliştirmek mümkün olabilecektir. |